Sanat eseri nedir: yaratım mı, icra mı?

Sanat eseri nedir
Sanat teorisinde temel bir soru olarak bu tema, yaratıcı sürecin doğasını gündeme getirir: sanatçı "yaratır" mı yoksa "performans gösterir" mi?
Yaratma, sanatçının sürekli bir üretim halinde olduğu bir süreçtir, performans ise başlangıcı ve sonu olan bir eylemdir.
Konuşmacı, sanatın yalnızca maddi bir ürün değil, aynı zamanda epistemolojik ve ontolojik bir süreç olduğu fikrini geliştirdi.
Bu bağlamda, yaratma ve performans (performans, icra) kavramları birbirine bağlı iki boyut olarak ortaya çıkar.
Yaratma: sanatçının dünyayı formüle ettiği, var olan dili aştığı ve "yeniyi" doğurduğu eylemdir.
Yaratma demişken, konuşmacı modernizmi çağrıştırdı. Modern sanatçılar, benzeri görülmemiş ve duyulmamış olanın acısı tarafından yönlendiriliyordu.
Sanat yaratma misyonlarının bir parçası olarak, kendi dünyalarını "yarattılar".
Yaratma, modern sanatçıların karakteristiğiydi.
Öte yandan uygulama, sanatçının varoluşu yorumladığı, mirası araştırdığı ve hatta "yeni" bir şey üretirken bile bunu önceden var olan bir dilsel, kültürel ve deneyimsel alanda yaptığı süreçtir.
Bu bağlamda konuşmacı çağdaş sanatı ele aldı.
Uygulama, çağdaş sanatçılara özgüdür.
Bu nedenle, bir sanat eseri yalnızca bir teknik veya bir malzeme ile tanımlanmaz. Hem estetik bir eylem hem de yorumlayıcı bir platformdur.
Sanat bir mekandır.
Bir sanat eseri yalnızca sergilenecek bir nesne veya parça değildir: zaman, mekan ve izleyicinin algısı boyunca uzanan bir eylemdir.
Bu vizyon iki kutbu birleştiriyor:
– yaşayan bir olay olarak sanat: kendini sadece stüdyoda veya galeride değil,
aynı zamanda temel olan kamusal alımlama sürecinde de gösterir...
izleyiciye bir uyanış ileterek,
çünkü hepimiz sanatçıyız,
sınırları silerek,
ve her insanı bir katılımcıya dönüştürerek.